- dışarı çıkan
- protrusive
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
çıkartı — is. Boşaltım ile vücuttan dışarı çıkan madde, ıtrah maddesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
yazboz tahtası — is., esk. 1) Okullarda dışarı çıkan çocuğun dönüp dönmediğinin anlaşılması için girip çıkarken işaretlenen tahta 2) Kara tahta Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller yazboz tahtasına çevirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
MANŞET — Fr. Bir gazetede ilk sayfanın en üst kısmındaki büyük puntolu başlık. * Bir gömleğin kol kısmına geçirilen ve elbisenin kolundan dışarı çıkan kumaş parçası … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SÜLALE — Sıkınca parmakların arasından dışarı çıkan safi balçık. * Meni akıntısı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
muarız — sf., esk., Ar. muˁāriż Karşı koyan, karşı çıkan Dışarı çıktığında kulağında kalmış rivayetleri ileri sürerek muarızlarını iknaya çalıştı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
BELVAZ — f. Çıkıntı. Duvardan dışarı doğru çıkan direğin ucu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MEDFUAT — (Medfu . C.) Defedilip dışarı çıkarılmış olanlar. * Sarfedilmiş ve verilmiş paralar. Harcanan veya kasadan çıkan paraların, hesap defterinde kaydedildiği hâne … Yeni Lügat Türkçe Sözlük